top of page
  • YouTube
  • Instagram

BMW: Böbreğin Kısa Tarihi

  • Yazarın fotoğrafı: nejat23
    nejat23
  • 25 Eyl 2021
  • 4 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 28 Eyl 2021


1933'ten beri neredeyse üretilen her BMW ‘nin önünde çift böbrek ızgara bulunur. Tasarım zaman içinde değişse de kuşkusuz ayırt edici bir marka kimliği görevi görüyor. BMW böbrek ızgaralarının tarihinde bir yolculuğa çıkıyoruz.





Böbrek ızgarası olmayan bir BMW düşünülemez! Neredeyse 90 yıldır ikonik BMW böbrek ızgaraları, konsept otomobil veya üretim modeli olmak üzere hemen hemen her aracı süsledi. Kusursuz şekliyle aslında radyatör ızgarası olsada aynı zamanda bir BMW'yi tanımanıza neden olan en önemli parçadır. Yeni teknolojilerle artık soğutma ihtiyacı ortadan kalmaya başladıysa da , BMW bir marka imzası olarak çift böbreği kullanmaya devam ediyor.


* BMW resmi yayınlarında böbrek tasarımını 9 döneme ayırıyor. Yazımızda BMW resmi kaynakları ve görselleri kullanılmıştır.


1. BMW 303 (1933)

BMW 303, BMW tarihinde iki açıdan bir dönüm noktasını temsil ediyor: ilk olarak, şirketin ilk altı silindirli modeliydi ve ikinci olarak yaklaşık 90 yıl boyunca BMW'yi karakterize eden çift böbrekli hava girişine sahip ilk otomobildi. Krom kaplı bir orta çubukla bölünmüş radyatör ızgaraları, BMW 303’ün ön tasarımında heykelsi bir etki yaratıyordu. Elde edilen bu tasarım, görkemli ve ayırt ediciydi . İkinci Dünya Savaşı'na kadar çift böbrek ızgara, efsanevi BMW 327/BMW 328 gibi her BMW modelinde daha da dar olarak ve dolayısıyla daha zarif bir şekilde kullanıldı, ancak her zaman BMW 303’te ilk gördüğümüz zarif şeklini korudu.


2. Bmw 503 (1956)


1956'da BMW, "Barok Meleği" olarak adlandırılan BMW 501/502 modellerini bir coupé ve üstü açılır spor otomobil olan BMW 503 ile tamamladı. Bu dört koltuklu modelde 1930'ların yükselen radyatörleri yerini orta yükseklikte, tam boy bir krom ızgaraya bıraktı. krom kaplı böbrek şekli çifti ve bu tasarım ön bölüme mükemmel uyum sağlamıştı. Daha küçük böbrekler, böbrek ızgaranın artık motoru soğutmak için kullanılan tek bileşen olmaması ile mümkün oldu, daha önceki BMW 501/502'de olduğu gibi, bu fonksiyonda iki yan hava girişi ile destekleniyordu. BMW 503, BMW 3200 CS (1962) ve BMW 2000 CS (1965) modellerini takip eden coupé'lerin her ikisi de benzer şekilde böbrek ızgaraya sahipti.


3. BMW 507 (1956)


BMW 503 ile aynı yıl piyasaya çıktı ve gelmiş geçmiş en ikonik BMW modellerinden biri oldu. Ancak ilerici tasarım açısından kardeş modelinden açıkça önde olan BMW 507 roadster, iki büyük, yatay olarak konumlandırılmış hava girişine sahip ilk BMW idi. Otomobilin yaratıcısı Kont Albrecht von Goertz, böbrek ızgara tasarımıyla yaratıcı özgürlüğü elde etti. Bu tür büyük hava girişleri, aslında çok düz olan kaputun altındaki V8 motorunun soğutulması için tek temiz hava kaynağı olduklarından, bukadar büyük ve geniş tasarlanmıştı. Esasında bu BMW 507 için bir gereklilikti.

Bir otomobilin ön kısmının tasarımı başka bir nedenden dolayı dikkat çekiciydi: BMW 507, şirketin kaputu görsel olarak uzatan ve müthiş bir ileri itiş gücü sunan, "Sharknose" olarak bilinen, dinamik olarak açılı bir cepheye sahip ilk modeliydi. Bu özellik daha sonra 1960'ların "Yeni Sınıfı"nda yer aldı ve 1990'lara kadar 3, 5 ve 7 Serisi araçlarını karakterize etmeye devam etti.


4. Bmw 1500 (1961)


"Yeni Sınıf" olarak adlandırılan orta sınıf modelleri BMW için her açıdan bir dönüm noktasının habercisiydi: teknikve ticari açıdan ilk önemli başarıydı. Ayrıca BMW'nin markaya özgü tasarımının uluslar arası alanda tanınmasını sağladı. BMW 1500'deki (ve kardeş modelleri 1600-2, 1800 ve 2000) BMW böbrek ızgarasının iki böbreği BMW 503'ünkilere benziyordu, ancak ilk kez iki böbrek birbirine bağlandı ve öncekilerden çok daha dardı. Bu modelden itibaren modern anlamda bildiğimiz bir birine bağlı, soğutmaya gurubunun bir parçası olmaktan çok markanın ikinci bir logosu olan tasarım doğdu. Bilinen BMW böbreği ilk olarak 1500 (sedan, ve 1600-2 (coupe) lerde kullanıldı. Ardından, 02 serisi (1966'dan), BMW 2500 ve 2800 sedanlar (1968'den) itibaren tüm modellerde yer aldı ve BMW'nin temel modelleri için ön tasarımını 1980'lere kadar belirledi.


5. BMW M1 (1978)


1978 tarihli efsanevi BMW M1 ortadan motorlu spor otomobil, böbrek ızgara tasarımı söz konusu olduğunda özeldi. Tasarımı nedeniyle uzun ön bölümü için küçük ve ultra düz hava girişleri tasarlandı - ancak böbreklerin marka belirleyici karakterinden vazgeçmek söz konusu değildi. Sonuç olarak, bir BMW'de şimdiye kadar görülen en küçük böbrekler doğmuş oldu. M1'deki BMW böbrek ızgara tasarımı, BMW Z1 (1988) ve BMW 8 Serisi (1989) gibi daha sonraki niş modellerin ön tasarımına ilham verdi.


6. BMW 3 SERİSİ (1990)


1990'da BMW 3 Serisi'nin üçüncü nesli ile evrim devam etti. Bu modelde BMW böbrek ızgaraları düz ve yatay olarak yerleştirilmişti, ancak çok geniş değillerdi. BMW 3 Serisi'nin önceki nesillerinin aksine, radyatör ızgarası grubunun iki yarısı bir kez daha ayrıldı. İki böbrek, köşeleri hafifçe yuvarlatılmış dikdörtgen şeklindeydi. Bu tasarım 1990'lardan itibaren BMW 7 Serisi (1994) ve BMW 5 Serisi (1995), BMW Z3 (1995) ve yeni nesil BMW 3 Serisi (1998) ve BMW X5'in ilk iki nesli (1999) gibi daha sonraki birçok modeli etkiledi.


7. BMW 3 SERİSİ (2011)


BMW 3 Serisi'nin üç nesli sonra, yeni bir evrim yaşandı: 3 Serisi ‘nin (F30) ayrık ve nispeten geniş böbrek ızgaraları bu defa aydınlatma gurubu ile birleşti. BMW ızgarasının benzer tasarımları 2015 BMW 7 Serisi'nde , BMW 5 Serisi neslinde ve en yeni BMW 6 Serisi'nde (her ikisi de 2017) kullanıldı.


8. BMW İ3 (2013

Elektrikli BMW i3'ün ön tasarımı, BMW ızgarasının estetiğinin orijinal teknik işlevini nasıl tamamen geride bıraktığını gösteriyor. Düz, nispeten geniş çift böbrek ızgara, bilinçli olarak kapatılmış yüzeyler ve mavi vurgularla tasarlanmış. Bu kombinasyon otomobili yalnızca bir BMW olarak değil, aynı zamanda yenilikçi bir elektrikli araç olarak tanımlıyor. BMW i3'ün aerodinamiği gereği kapalı böbrek ızgaralarına ihtiyaç duyuyor. BMW i3'teki çift böbrek ızgaranın çok benzer bir tasarımı BMW i8'de de kullanıldı. Aynı zamanda tüm gelecek tamamen elektrikli BMW modelleri için ilham kaynağı oldu ve gelecekteki BMW’ler de de kullanılmaya devam edecek.


9. BMW 4 SERİSİ (2020)


BMW özellikle yeni nesil M4 ile karşımıza çıktığında kimse gözlerine inanamadı. Gerçek anlamda devasa ve sert hatlı böbrekler adeta otomobilin içinde fırlıyordu. İlk eleştiriler pek olumlu olmasa da,kısa sürede gözler bu tasarıma alıştı ve 90 yıllık böbrekler tarihinin ileride de ne kadar büyük sürprizlere gebe olduğunu bizlere gösterdi.


Haber: BMW Türkiye Klasik (Tüm Hakları Saklıdır)






Comments


bottom of page